Ana Sayfa

-Mevlana

Son yazılar

Deniz, biz

Denizdeydik sakin güzel, ellerimiz kum gökyüzü mavi.. Kalben de söylemiş pek güzel söylemiş. Dinledik.. Kendime bazı anların içinde soruyorum. “Keyifli misin ? ” denizdeyken hep keyifliyim. Denizin gel gitlerini izlerken, ufuk çizgisinin düz oluşuna bakarken.. ama en çok içindeyken keyifliyim içimde çiçekler açıyor bir şeyin tamamen içinde olma hissini tüm bedenimi kapsayışı benden büyük bir…

Şimdi bende herkes gibiyim

Bu sabah uyandım ve dedim ki, “kafamın icinde büyüyen bu balonu söndüreceğim!” Binlerce konuşma balonuyla birlikte yaşıyorum. Her sabah bambaşka türlerde monologlar beynimi yiyip bitiriyor. Of be! Ne kadar çok derdimiz var ve de ne kadar az derdimiz var. Benim küçümsemek gibi bir huyum var zaten maalesef kendisini ben de pek sevmem ama kendi yaşadıklarımı…

Lirik dans

Kalbimle lirik dans ediyoruz. Uçuyoruz beraber perdeler uçuşurken. Kapılıyorum bazen sessizliğe, sevgiye, sevgisizliğe, yalnızlığa ve bi olduramadığım kendime. Bazı sabahlar “hiç olmamış olsun, nolur evimde yatağımda sıcacık sevdiklerimin yanında uyanayım” diye sıcak sular döktüm gözlerimden. 1 yıl 28 gün oldu değişeli hayatımın ve içimin her bi köşesi. Bir Bedevi kolay olmayacak demişti. Büyümek, genişlemek, yürümek…

Aşk-ı

Girdap büyüdükçe derinleşir derinleştikçe sivrileşir. En dibindeysen eğer yontula yontula çıkarsın yüzeye. Oraya çıktığında da çoğu şey anlamsızdır. Yontulan insan, kendine şeklini verebilen insan artık aşk-ı aramalıdır.

Yeniler

Uyandım. Yüzüme birkaç yağmur damlasının akmasıyla. Islak uyanmaya alıştım, bazı sabahlarıma gözyaşıyla başladığımdan. Şimdi çadırın üstüne konan kuşun ağırlığıyla yağmur damlaları içeri girdi. Doğanın içine, içinde uyanmak içini sessizleştiriyor sanki insanın. Şu sesim bi dursa, kafamdaki şeyler bi sussa da biraz daha dinlesem diyorum. Şimdilik kulaklığı taktım kulaklarıma Orfeas Peridis- Kati Mou Krivis çalıyor. Bu…

Dramatik farkındalık

Çok sabrettim. O kadar çok sabrettim ki, durmayı bilmeyen ben koşarken düşeceğini bile bile yine de sabredemez devam ederdi. Öyle biriydi o. Durmayı öğrendim. Durmanın, her şeye yetişmek zorunda olmamanın insanın kendisine ne denli saygı uyandırdığını anladım. Sadece etrafta olan bitene yetişmek değil, kendi kendimizle olan yarışın içinde de, önde ki ben’ e hep yetişme…

Bildiğim gibi

Bildiklerimi, bilmediğimi farkettiğimde o çok sesli trenlerin geçerken ki titreşimi ayaklarımın altına uzanıyor. Hem farkedişimin mutluluğunu yaşıyorum hem de farketmenin aciz mutsuzluğuyla yüzleşiyorum. Bazen sadece anlamak için bakıyorum, bazen sadece bakmak için. Ne değerli oysa bakıp görebilmenin tadı. Gördüğüm acı da olsa, keder de olsa tek bir ışık, başka bir evrenden gelen uçuşan kelebekler içimi…

Uyanıyorum

Uyanıyorum bazen güzel bir günün içine, yapacaklarım var. Yataktan çıkmadan ayak seslerini hesaplıyorum. Olacakları kafamda sıraya koyuyorum. Bazen uyanıyorum sessiz bir günün içine. Sessizlik içimde değil dışımda. Kafamda binbir türlü acıların yankıları. Hepsine bakıyorum tek tek asıl olan hangi acının tanığıyım o an. Hangi korkuların çıktısı beni alıkoyan. Boşluğa uyandım bu sabah. Çıplak ayaklarla mutfağa…

İyileşiyorum

İyiyim. Hergün daha iyi, daha sabırlı, daha farkında, daha anlamlı uyanıyorum. Uyandım uykudan, göremediklerimi görüyorum şimdi. Aklım flashback sürekli, geçmişe takılmak değil de oralardaki yaraları sarmak için gidip geliyorum sanki.Aldattım derken aldanmış olmanın anlamını düşünüyorum. Yanılgılar her anlamda “ben” dediğimizde başlıyor. Bu illa “ben, ben harikayım” anlamında olmak zorunda değil, kurban rolünde olup “ben” demekle…

Bir kedim bile yok! Anlıyor musun?!

Ne bir evim ne de kedim var. Bahçede yarısı çiçek açmış yarısı kupkuru duran ağaç gibiyim. Hergün göz göze geliyoruz. Yapabileceğim birşey olup olmadığından emin değilim. Herkes farkediyor benim gibi, kimse birşey yapmıyor, benim gibi. Eşyalarım hep bir bavul içinde. Her an gidebilir olabilmenin huzursuzluğunu yaşıyorum. Her an gidebilir olabilmek için denizler aşmıştım iki adet…

Zaman aşımı

Düşünüyorum da, hislerimiz de zaman aşımına uğruyor mudur? Sürekli refresh yapıyorum kalbimde yine de takılı kaldığım geçmiş sayfalarım var. Silemediğim, ilerlesem de “evet şimdi bitti! Şu an!” desem bile sanki hayalet bir iz gibi peşimde geçmiş, gelecek. Aklımın, kalbimin odaları var. Bazılarının umursamadan çarpıp çıktım kapılarını. Bazılarını yavaşça kapattım çünkü en iyisinin bu olduğunu düşündüm.…

Spirituel Yasalar

Diana Cooper’in “Spiritüel Yasalar” kitabından…1.) YUKARIDA NASILSA, AŞAĞIDA DA ÖYLEDİRKendinize ya da Yaradan’ın yarattığı diğer varlıklara şefkatle yaklaştığınızda, evren size sevgi duyar. Karşınızda coşku dolu biri olduğunda motive olur, harekete geçmeye hazır hale gelirsiniz. Evren’in enerjisi de benzer bir yaklaşım sergiler. Tutkunuzu destekleyecektir. Birileri size inanıyorsa, o inancı boşa çıkarmamaya çabalarsınız. Yaradan’a inandığımızda, inancımıza karşılık…

Rumi

“Don’t grieve. Anything you lose comes round in another form.”

Neredeyim?

Yaklasik 2019 Ocak Ay’ indan beri kendimle ilgili birseyler dusunmeye, dusundukce de farketmeye basladim. Insan, sonu gelmez bir yolculugun ta kendisi. Kendi icinde cok fazla kivrimli yollari, dar sokaklari, bazen karsidan karsiya gecemeyecek kadar uzak araliklari olan zaman zaman engebeli ve asamayacagini dusundugun uzunlu kisali yollardan ibaret. Bunu farkettigim zaman hem cok korktum hem de…

New moon!

Ben her new moon da asik olurum ! Ozellikle yeni ay zamanlari (ki bu ayda bir kere oluyor) kendimi daha hafif, daha ozgur hissediyorum. Belki rituellere olan sevdamdandir, belki neye inanirsan o’sundur. Her yeni ay’ da tutsu ve mumlari yakip, yeni ay defterime niyetlerimi yazmaya calisiyorum ve adacayi ile evi tutsuluyorum. Bugun Kirtan Kriya meditasyonuna…

Kırılganlığın gücü

Cocuklugumdan beri hem cok hoyrat hem cok kirilgandim. Ikisi bir arada nasil oluyor diye dusunuyorum, olmuyor iste. Hoyrat taraflarimi ozellikle baskalarina gosterirken, kendi kendimle kaldigimda kiriklari toplardim. Kendimde daha iyisinin olabilecegini dusundugum seyler var. Duzeltmek demek istemiyorum sadece daha iyisi olabilir. Elimden gelenin en iyisi bu mu? Diye sordugumda gonul rahatligiyla “evet” diyebileyim. Bir suredir…

Uyanmak!

Sabahlari uyanmak iskenceye donustu. Her sabah kendine gelemeyen ben’i goruyorum aynada. Kendimi kucaklamam lazim biliyorum, baktikca ruhum kuculuyor fakat, onu oyle kabul edemedim henuz. Hicbir seyden keyif alamiyorum. Doganin her rengine baktigimda icimde derin bir nefes hissederdim simdi ise gordugum seylerin hicbir anlami yok. Icimde kocaman bir enkaz var. Kahve icerken, yemek yerken Mindfulness yapan…

Zamanin disinda, boslugun icinde.

Yorum bırakın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s